Hey gidi hey diye başlarlardı büyüklerimiz böyle durumlarda… Öyle ya kaba bir hesapla tam 45 yıl üstü var eksiği yok….
Efenim ben ABDULLAH NECAT BİRECİK…
Fotonun altında oturan çenesi nedensiz hep yukarı kalkık saftirik… Kolumu dayadığım kankam, şimdinin Karabük Demir Çelik Lisesi’nin yakışıklı fizik Hocası Nezihi Özkadıoğlu. Fotoğraf ise 200 evler Bestekar sokaktaki ünlü ceviz ağacımızın altında çekilmiş, o ceviz ağacı ki tüm mahallenin sosyalliğini içerir. Kendi üst sol üstümde oturan başı yazmalı (belli ki ev temizliğine ara vermiş) canım ANNEM Nuran Birecik… Kızıl çilli Loreena McKennitt dinlerken hep Annem aklıma gelecek kadar kızıl ve çilliydi…
Barbara Cartland romanlarının içinden çıkamadığı için hep geceleri genç kızların aşklarını dinler onlara öğütler verirdi Anacığım… Hatta sol yanındaki Fazilet ablam ne imkansız aşklara girmişti… Nereden mi biliyorum uyuduğum odanın pencere önünde kabul ederdi bizim Kızılcık onu… O sıranın sağ başındaki Özer abi, tam bir kariyer faciası, zira bir teknik dahiydi… Yanındaki canım ablam Sabiha, yürüyen melek desek yeridir… Annemin yanındaki teyze oğlu Nejdet abim iki aşkı karşılıksız bıraktığını anlatırken pencere dibinde uyurken düşmüşlüğüm var… Neden mi hep aşk, e biz Karabük’ü Yenişehir’i aşkla severdik…
Yenişehir Ortaokulu orta ikiden sonra İskenderun Demir Çelik’e taşındık… Zira babam kurucularındandı BOBİNAJCIYDI rahmetli… Yılda en az iki kez rüyamda Karabük’e gelirim önce Öğlebeli mezarlığında durur, ardından
ceviz ağacımızın altında oturup komşularımızın uyanmasını beklerim… Bir gün inşallah çocukluk anılarımı hapsettiğim Yenişehir Sineması’nı amaca uygun bir şekilde onurlandırırız kim bilir… Zira hemen arkasındaki çook eski GİMA’nın (60’lar) karışındaki küçük havuzlu evde doğdum ben… Hülâsa ben Yenişehir-Karabüklüyüm aileden, kariyerden… Gerektiğinde Şövalyesiyim…
Hadi size bir de magazin yapayım, çook sonra kendime itiraf ettim ki bende ilkokul arkadaşım MİNÜRE’ye aşıkmışım… Bir sonraki mahallenin sonunda otururdu ki hangi mahalle olduğunu söylemiiciiğim!
Oooh rahatladım!
A. NEJAT BİRECİK
Harika…
Abdullah bey daha çok yazmalısınız. Çok iyi geldi.
Saygılar
Abdullah bey ne güzel yazmışsınız… Bizim evimiz Bestekar sokakta değildi ama bakkal dükkanımız Bestekar sokakta idi.. Kerim bakkal.. Kızıyım ben, bizim de sokağımızdı..oturanların hepsi bizim de komşumuz, arkadaşımızdı.. Kız kardeşimle İskenderunda komşuluk yaptınız. Ankarada yaşıyorum, çocukluğumuzun ve hayatımızın büyük kısmının geçtiği Karabük’ü çok özlüyoruz, ara ara gidip özlem gideriyoruz….iyi günler diliyorum size….
Emine Abla diyeceğim size, benden büyük olduğunuzu düşünüyorum. Ben Hayati Çelenk, kardeşiniz İbrahimin arkadaşı. Babanızı ve bakkalınızı unutmak mümkün mü, ayrıca abiniz Talip abiyi unutmak namümkün.
Hayati merhabalar, ablan sayılırım tabii.. Sizleri, hepinizi anneni, babanı çok iyi taniyorum. Rahmetli olan büyüklerimizin mekanlari cennet olsun inşallah. Ablan Ayla ile ara ara telefonla görüşüyoruz. Yakın zamanda enişteni kaybettiniz, başınız sağ olsun. Sen de Ankaradasın sanıyorum. İbrahim İskenderunda yaşıyor. İyi günler diliyorum..
Sevgili can kardeşim Apo ; beni o kadar çok uzaklara..zamanın o kadar çook gerisine götürdün ki..şimdi geri getir bakalım..!! Selamlar..sevgiler..
“Kariyer faciası..teknik dahi” abin Özer..
Abdullah, beni hatırladın mı? ilkokul sınıf arkadaşın Hayati Çelenk, Ankara’da yaşıyorum, DSİ Genel Müdürlüğünde çalışıyorum. Yazdığın anılarınla bizi çok gerilere taşıdın, teşekkür ederim sana. Kendine iyi bak.