“Bu ne sevgi ah bu ne ıstırap…”
30 Haziran 1947 tarihinde Emine-Hüseyin Kuş çiftinin ikiz çocuklarından biri olarak Karabük Tahta Evler’de doğdum. İkizim kızdır ve sağdır.
Yaşamımın 17 yılı (3 yılı çocukluk, 4 yılı lise öğrenimi ve 10 yılı Demir Çelik İşletmelerinde) KArabük’te geçti.
Babam 3 Şubat 1968’de D.Ç. İşletmelerinde yaşamını yitirdi. Ölüm bildirim ve Veraset İlamı belgesini doğduğum Tahta Evler Muhtarlığı’ndan almam gerekti, çünkü D.Ç. Fabrikaları bu muhtarlığın sınırları içerisinde yer alıyordu.
4 Kasım 1970’de Yüksek Okul mezunu olarak D.Ç. İşletmelerinde çalışmaya başladım. Babamın mezarı Safranbolu’da olsa bile ruhu fabrikanın içinde yaşıyordu. 10 yıl hüzün ve durağan görev unvanı sarmalı, biraz da öğrenim konum nedeniyle yerimde sayıyordum. Evlendim, çoluk çocuğa sahip oldum Demir Çelik sayesinde…
14 Şubat Sevgililer Kutlama Günü arifesinde (13 Şubat 1979 tarihinde) D.Ç. Fabrikaları Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu kararıyla Müdür oldum. Önce atanma yazımı biricik babamın ruhunun yaşadığı Haddehane Meydanı’nda okudum gözyaşları içinde…
Rahmetli Babam “Dünya bir okyanustur, kabın kadar su alırsın; Biraz da Safranbolu’da görev al yavrum” dedi. 6 Ay sonra Safranbolu Belediyesi’ne geçtim, ama.. lakin.. fakat… Demir Çelik Fabrikası’nda görev yapacağım Müdürlük makamı dünyaya geldiğim Tahta Evlerin yıkıldığı yere yapılan Haberleşme ve Arşiv Müdürlüğü’ndeydi. Yuvası iki defa bozulan annem sevinemedi. Özellikle acısından ve anılarının silinmesinden dolayı beni tebrike gelmedi. Ben doğarken az biraz ağlamış sonra gülmüşüm herhalde!
Doğduğu yere Müdür olarak gelen, babasının ruhu Demir Çelik Fabrikası’nda yaşayan başka bir Aytekin yoktur bu evrende. Yarım porsiyon meme emen tam porsiyon mutlu olamıyor efendim…
Saygılarımla
Aytekin Aytekin
1 Nisan 2021
Safranbolu


Resime 1982 yılında başlamıştım. Her sanat insanın kendi yalnızlığını kendince örtüştürmesidir ‘sanat’ bir anlamda, Pablo Picasso’nun deyimi ile ‘Yalnızlığımdan geliyor, yalnızlığıma dönüyorum’ dur ‘sanat’…Yalnız ilkokul yıllarımda, öğretmenlerimden iyi resim yaptığım için, resim derslerim, sürekli bırakın iyiyi ortaydı. Hatta İstanbul,Küçükyalı Orta Okulunu okurken, şimdi ‘Kadir Has Lisesi’ Mehmet Akif Ersoy’un resminin yapılması istendi. İlkönceleri sessiz kaldım, resimi öğretmenlerde yapamayınca, çalışmaya başladım. Yağlıboya vs.i henüz bilmiyordum. Suluboya ile resimi yapıp ilgililere ulaştırdım ve uzun süre, resim okulun girişinde asılı kaldı. Halamların yanında okuyordum, okuma sürvenim bir yıl sonra son buldu. Kısaca aile durumum iyi olmadığı için bir daha okuyamadım. Dışardan da okumayı tercih etmedim. Kafamda kendi okulumu kendim kurdum. Yılların içinde yığınlarca kitap okudum ve her yıl TÜYAP’a giderek yazarlarından imzalı kitaplarla tanıştım.
1984 yılında, Demirçelik Lisesi Müdürü Korel Haksun yönetiminde kurulu, Karabük Sanat Kurulu, benim Safranbolu, Üçbölük (Ilbarıt) köyünde resimle uğraştığımı duymuşlar ve beni aradılar. O yıllarda telefon yaygın olmadığı için, tarafıma mektup göndermişlerdi. Daha sonra kendileri ile buluştum. Yanılmıyorsam mayıs ayı içinde, zor şartlarda resimlerimi, bir şekilde Karabük’e ulaştırdım. Yazık ki Karabük’te bildiğim kadarıyla halen, resim veya benzeri sanatları açacak sergi salonları yok…O yıllarda, D:Ç: İşletmeleri Lisan Laboratuarın da bir sergi salonu düzenlenmişti. Bu yer pencereli olup, resimler panolara asılıyordu.
Sergimi, o yılların Karabük Kaymakamı Selami Teker, daha sonraları Siirt Valisi oldu ve dönemin Belediye Başkanı Necmettin Şeyhoğlu ve Karabük Sanat Kurulu Korel Haksun Karabük Demir Çelik Lisesi Müdürü, Aysun Eskin Karabük TED Resim Öğretmeni, Şükran Ağratan Şahin Karabük Yenişehir Lisesi, Resim Öğretmeni ve Ayşe Çakır Karabük Fevzi Çakmak Orta okulu Resim Öğretmeni, sanat severler açmıştı. Genelde desen ağırlıklı resim çalışmalarım ilgi görmüş ve sergiyi gezenler evdekilere haber verelim onlarda gezsin derken duymuştum. Bu gün Karabük veya ilçelerinde sanatın ne derce önem arz ettiğini bilmesem de gözlemliyorum. Fakat halen manevi desteğimle, yaşadığım köyde ‘Kültür ve Sanat Merkezi’ hizmet vermekte ve ülkenin bir çok yerinden tesadüfte olsa insanları burayı gezmektedir.