Günümüzdeki adıyla Dr. Necmettin Şeyhoğlu, önceki adıyla Yenişehir Stadyumu…
Gurur duyardık bakımlı stadımızla… Yenişehir Stadyumu açılmadan önce milli bayramlarımız Tahtaevler ile fabrikanın arasında kalan meydanda kutlanırmış. Bayram sabahları tıklım tıklım olurmuş bu meydan. Köylerden, çevre yörelerden akın akın bayram izlemeye gelirmiş halk. Meydanın etrafına oturur, seyrederlermiş gösterileri. Teyzem de o alandaki bayrama katılırmış; Demir Çelik Lisesi binasındaki Demir Çelik İlkokulundayken. Hatta anneannem dikermiş kat kat o beyaz tuvaletleri arkadaşıyla bir örnek…
Babam doğduğum yıldan itibaren her bayrama beni de götürürmüş. Hatta bebekken bile meydandaki tahta kürsüye oturtup fotoğrafımı çekmiş.
Öyle bir enerji oluşmuş ki bayram yerindeki kürsüyle aramızda, okul çağım geldiğinde de her bayram okulumun adına şiir okumak için yapılan elemelerde beni seçmişler.
Öyle coşarak okurdum ki şiirlerimi Yenişehir Stadında… Atatürk, vatan, millet sevgisi tüm damarlarımdaydı.
Büyüklerimiz, bize o milli duyguları vermek için hep anlatırlardı Millî Mücadele’yi, Kurtuluş Savaşı’nı, o günlerdeki kahramanlıkları, özveriyi…
Yenişehir Stadının yemyeşil çimlerinde dinlenirdik bayram provalarına gittiğimizde. O yıllarda çim sahalar azdı ülke genelinde. Deplasmana gelen rakip takım oyuncuları, böyle bir sahada oynamanın keyfini, hayranlıklarını sık sık dile getirir, biz de stadımızla övünürdük. Bu sahalar sayesinde, gençlerimizin beden ve ruh sağlıklarını korumada spor, sağlıklı yaşam biçimleri oldu.
Çocukluğumuzda tek sıra kapalı tribünü olan stadımız, zaman içinde gelişerek büyüdü ve modern hâle getirildi.
Ben de Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet şehrinde açmıştım gözlerimi… Böyle özel bir yerde; sanayinin, bilimin ışığında ülkemizi çağdaş düzeye getirmek için uğraş veren, çalışkan, idealist ve umut dolu insanların yaşadığı bir sanayi şehrinde… Bizi biz yapan doğduğumuz topraklardaki düşünceler, duygular değil midir zaten. Örnek aldıklarımız o yörenin insanları değil midir… Öyle bir yöre ki ülkemin her toprağından, her kültüründen bize örnekler, güzellikler getiren insanlarla dolu.
Gururluydum böyle özel bir yerin çocuğu olmaktan; özverili insanlardan ilham almaktan…. Onlar gibi olmak için Atatürk’e layık bir evlat olabilmek için çabalamaktan…
Sonraki yıllarda bayramlar Anıt Meydanı’nda kutlanmaya başladı.
Öğretmen olmak istedim ben de… “Cumhuriyet; fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister.” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği yeni nesli yetiştirebilmek için elimden geleni yapabilmek için…
Sağlıkla sevgiyle kalın.