Sevgili Karabüklüler,

Kentimizin yetiştirdiği çeşitli dallarda kendilerini ispatlamış birçok değerimiz var. Yaşadıklarım ve şimdi ki yaşantımla ben de bu değerlerin arasında olduğumu sanıyorum.

Adım Emin Bolu. Sizlere Allah’ın bahşettiği meziyetlerimden ve karakterimden bahsedeceğim.

“Sporcu nedir?” Sorusuna benim cevabım;

30 yaşına kadar aktif sporun içinde olup ondan sonra sportif yaşantıyı hayatından çıkaran değil, nefesinin son damlasına kadar sağlığı elverdiği müddetçe sporun içinde olan gerçekten onore edilmesi gereken insanlardır. Ne mutlu bana ki ben böyle bir sporcuyum. Gerçek yaşım 74, fiziksel yaşım ise yapılan ölçümler de 42 olarak çıkıyor. Paylaşacağım anılarım belgeli ve fotoğraflıdır.

Benim yaşantımda pes etmek diye bir kelime yoktur. Yaşantım tamamen savaşmak ve spor (Beyin ve vücut sporu )üzerine kurulmuştur. Ayaktayken vücudumu, otururken beynimi çalıştırırım. Hiçbir zaman boş vaktim olmamıştır. İleri derecede hiperaktif genetik yapım var. Ben şu an Türkiye’nin yaşayan en uzun ömürlü Kanser hastasıyım. 1990 da lenfoma- hockin adlı mide kanserine yakalandım, 32 senedir, O gün -bu gün kanserle dans ediyorum, bunun yanı sıra tam 9 ameliyat geçirdim. 1948 yılında Bolu da doğmuşum. Babam Nuri Bolu, Annem Saime Bolu’dur.

Sırasıyla Dereevler, Yüzevler, Kübanalar adı verilen verilen D.Ç Fabrika lojmanlarında ve Çamkent sitesindeki evimizde yaşantımı 1970 yılına kadar sürdürdüm. Kabiliyetlerim kesinlikle Allah’ın bir lütfu ve genetiktir. Büyük dedem Ermiş, Küçük dedem Gazi-İstiklal madalyalı, Anneannem Udi, Büyük amcam Udi-Ressam, Babam komple sporcu, Annem ise usta bir aşçıbaşı idi.

Benim idolüm babam olmuştur. Hiçbir kötü alışkanlığı görülmemiştir. İçki ve sigara kullanmazdı. Fanatik bir B.J.K taraftarı idi. Ben de aynı yolun yolcusuyum. Bastığı yeri titretirdi. Aynı alışkanlıklar bende de bire bir uygulanıyor. Ben de kendimi bildim bileli bastığım yeri titretmeye çalışıyorum.

Sözünü asla sonraya bırakmaz, insanın yüzüne söylerdi. 5 yaşında yüzmeyi öğrendim, 6 yaşında müzik kabiliyetim keşfedildi melodika çalmaya başladım. 12 yaşımda akordeonla tanıştım. Sonrasında ise piyano ve orgla tanıştım. Karabük’te ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde Piyanist-Şantör olarak müzik yaşantıma devam ettim. Bir koltuğa iki karpuz sığmaz diye ata sözümüz vardır. Ben bu sözümüzü biraz genişlettim galiba. 12 yaşından sonra beyin ve vücut sporlarıyla tanıştım.

Beyin sporlarından, santranç, briç, bilardo, vücut sporlarından tramplen atlama, masa tenisi, yüzme, kros, futbol, voleybol, frizbi gençlik yıllarımın aktiviteleri olmuşlardı. Olgunluk ve yaşlılık dönemlerim de ise bunlara bel ve kas geliştirici sporları, yoga, Puzzle ve sudokuyu ekleyerek bugünkü yaşamıma devam ediyorum.

Usta bir puzzle yapımcısıyım. Expert derecesinde sudoku çözüyorum. Her gün deniz müsaade ettikçe 1-3 km yüzüyorum. Şu an Türkiye masterler (70-74 yaş) açık deniz yüzme sporcusuyum ve yaş grubum da Türkiye şampiyonluklarım var. İstanbul Boğazı Samsung Kıtalar arası Yüzme yarışına TMOK tarafından davet edildim. 7.km yi 1.11.12 de yüzerek yaş grubumdaki en iyi dereceyi yaptım.

İki evladım var. Kariyerlerine şu an kızım PAÜ’de Doçent, Oğlum Paşabahçe cam Fabrikası Müdürü olarak devam ediyorlar. 2 kız,1 erkek torun sahibiyim. Kız torunlarımın piyano, gitar ve jimnastik uğraşıları var. Erkek torunum ise Santranç, piyano ve futbol ile ilgileniyor. Satrançta Denizli il şampiyonluğu var. Yaş grubu (10-12 yaş)Türkiye ikincisi.

Hepinize sevgilerimle.